Nereden başlasam nasıl başlasam diye düşünürken, en sevdiğim yazardan ve kitaplarından başlamak istedim.
Gerilim , polisiye, macera severim diyorsanız elinizden bırakamayacaksınız .Kitap tanıtımlarını Doğan Kitap'tan alıntıladım.
Keyifli okumalar .
Jean-Christophe Grangé kimdir :
Fransız yazar Jean-Christophe Grangé 15 Temmuz 1961’de Paris’te doğdu. Serbest gazeteci olarak çeşitli haber ajansları ve gazeteler için çalıştı.
Leyleklerin Uçuşu adlı ilk romanı 1994'te yayımlandı. Bu kitap Fransa'da 450.000 adet sattı ve sekiz bölümlük bir TV dizisi haline getirildi.
Yazarın ikinci eseri Türkiye baskısını Şubat 2001'de yapan ve 20 dile çevrilen Kızıl Nehirler'di. Roman beyazperdeye taşındığında yönetmen koltuğunda Mathieu Kassovitz, başrollerde ise Jean Reno ve Vincent Cassel yer aldı.
Grangé'ın üçüncü romanı Taş Meclisi, Eylül 2000'de piyasaya çıktı ve Fransa'da kısa sürede 150.000 adet sattı. Türkiye'de Ağustos 2001'de yayımlandı. 2006 yılındaStéphane Cabel ve Guillaume Nicloux tarafından senaryolaştırılan kitap, Guillaume Nicloux yönetiminde sinemaya uyarlandı. Filmin oyuncu kadrosunda Monica Bellucci,Catherine Deneuve, Moritz Bleibtreu, Sami Bouajila, Elsa Zylberstein, Nicolas Thau, Tubtchine Bayaertu, Laurent Grévill gibi güçlü isimler yer aldı.
2001 yılında vizyonda yer bulan Vidocq filminin senaryosunu Pitof ile birlikte yazdı.
2003 yılında Kurtlar İmparatorluğu'nu yayımladı. Eser 2005 yılında Chris Nohan'ın yönetmenliğinde beyazperdeye aktarıldı. Kurtlar İmparatorluğu'nda Jean Reno'nun yanı sıra Emre Kınay da yer aldı. Kitabın Türkiye baskısı Temmuz 2003'te yapıldı.
Grangé'ın bir yıl gibi kısa bir sürede kaleme aldığı Siyah Kan ise Mayıs 2005'te yaptığı ilk baskısı ile raflardaki yerini aldı.
Yazarın 2007 yılında yayımlanan eseri Şeytan Yemini Türkiye'de ilk baskısını Ağustos 2007'de yaptı.
Sonraki kitabı Koloni, Ağustos 2009'da Türkiye'de satışa çıktı.
Bir sonraki kitabı Ölü Ruhlar Ormanı, 2010 yılında Türk okuyucularıyla buluştu.
Yazarın son kitabı ise 2011 yılında çıkan ve Türkiye'de 2012 yazında satışa çıkması beklenen Le Passager(Yolcu)isimli eserdir.
Bunların yanı sıra yazarın Zener'in Laneti isimli bir çizgi roman çalışması da bulunmaktadır.
Kitapları :
Kurtlar İmparatorluğu
Çeviren: Şevket
Deniz
Kitap
Hakkında:
“Kurtlar İmparatorluğu”nda
Fransa ile Türkiye arasında gerilimli bir hat kuruluyor. Jean-Christophe
Grangé, her zamanki gibi etkileyici bir atmosfer yaratıyor, kahramanlarına
inandırıcı roller biçiyor ve okuyucuyu soluksuz bırakacak bir serüvene tanık
ediyor. Seri cinayetler, uyuşturucu kaçakçılığı, Strasbourg-Saint-Denis’deki
küçük Türkiye, Fransız polisindeki iç hesaplaşmalar, tıbbın karanlık amaçlara
alet edilmesi... Okuyucu kendini böyle gerilimli bir dünyanın içinde buluyor.
Heyecan dozu son sayfaya kadar hiç düşmeyen bir roman.
Siyah Kan
Kitap Hakkında:
J. C. Grangé yine işbaşında. 2003 yılında çıkardığı romanı "Kurtlar
İmparatorluğu"yla hem dünyada hem de ülkemizde ününe ün katan Grange yeni
kitabıyla Türkçe’de. Yine kanlı, yine delice, yine korkutucu bir roman var
karşımızda: "Siyah Kan".Yazarın bir yıl gibi kısa bir sürede kaleme
aldığı kitap serbest dalış şampiyonu bir katil ile eski paparazzi, kötülük fikrine
ve kaynağına takıntılı bir gazeteciyi karşı karşıya getiriyor. Katil hapiste…
Ama daha önce Kamboçya, Tayland, Malezya’da kan dökmüş. Kadınların kanı…
Gazetecinin onunla temasa geçmek için oynadığı oyun romanın temelini
oluşturuyor. Ama katil bu yemi bir süre sonra yutmuyor. İşte gerçek heyecan da
orada başlıyor. Kim av, kim avcı, birbirine karışıyor. Grangé hayranlarını
hayal kırıklığına uğratmayacak bir roman "Siyah Kan". Paris’ten
Asya’ya doğru deliliğin sınırında bir yolculuk… Dört yüz küsur sayfalık gerilimli
bir kâbus… Çok çekici… Yazarın ustalığı kendini bir kez daha çarpıcı bir
şekilde gösteriyor. "Siyah Kan"ı okurken kötülüğün ve kötülerin
dünyasına doğru nefes nefese bir koşu tutturduğunuzu fark ediyorsunuz. Bu
çılgınca koşuya karşı koymak imkansız!
Kızıl Nehirler
Kitap Hakkında:
"Kızıl Nehirler", ''Çocukluğumdan beri korkutucu hikâyeleri,
korku filmlerini, bilinmeyenin verdiği endişeyi hep sevmişimdir" diyen
Jean-Christophe Grangé'nin yazarlık yaşamındaki ikinci romanı. Mathieu
Kassovitz tarafından filme çekilen ve başrollerinde Jean Reno ve Vincent Kessel’in
oynadığı "Kızıl Nehirler", birbirini tamamlayan, iki gözü pek polisin
son derece karanlık ve karmaşık bir cinayeti çözme çabasını anlatır. Küçük bir
Fransız kasabasında meydana gelen bir cinayet, roman kahramanı iki polisin
merakını körükler. Sonuçta kökü eskilere uzanan bir gizli örgüt çıkacaktır
ortaya ve hiçbir şeyin tesadüf olmadığı gözler önüne serilir. "Kızıl
Nehirler", yazarın ustalıkla sağladığı soluk kesici tempo ve usta işi
karakter tahlilleri, best-seller türüne dudak büken Avrupalı okuru derinden etkilemiştir.
Taş Meclisi
Çeviren: Ali
Cevat Akkoyunlu
Kitap
Hakkında:
Jean-Christophe Grangé’nin
ikinci romanı olan "Taş Meclisi", tesadüfî bir trafik kazasıyla
birlikte gelişir. Hayvanların, özellikle de yırtıcı hayvanların doğal
çevrelerindeki davranışlarını inceleyen ve şaolin boksu meraklısı olan Diana
Thiberge, genç kızlık dönemini karartan korkunç bir dramı yaşadığından beri
hiçbir erkeği öpmemiştir. Bu demir karakterli genç kadın, küçük Lu-Sian'ı evlat
edindikten sonra, korkunç deneylerin yaşamında iz bırakacağını aklına bile
getirmez. Paris'e dönüşlerinin hemen ardından, Diana ve Asya kökenli oğlu
korkunç bir trafik kazası geçirirler. Ama bu kazada bir cinayet teşebbüsünü
hatırlatan her şey vardır. Ölümün eşiğindeki küçük Lucien, Berlin'den gelen
esrarengiz bir doktor tarafından kurtarılır. İşte burada sorular ortaya çıkar:
bu doktora kim haber vermiştir? Hastayı nasıl ve neden kurtarmıştır?
Soruların cevabını bulma serüveni, parapsikolojiden Şamanizme varan inançlar
yumağını çözdükçe karmaşıklaşır. Paris’te başlayan arayış, Sibirya’nın
derinliklerine kadar uzanır. Ve tabiî korku ve gerilim de...
Leyleklerin Uçuşu
Kitap Hakkında:
Türkçe’de iki kitabı ("Kızıl Nehirler" ve "Taş
Meclisi") yayımlanan ve Doğan Kitap’ın davetlisi olarak TÜYAP 2001’de
İstanbul’u ziyaret eden Grangé, "Leyleklerin Uçuşu"yla, ustalığını
bir kez daha kanıtlıyor.
"Leyleklerin Uçuşu"nda yazar, Avrupa’dan Orta Afrika’ya kadar, her
yıl düzenli olarak göç eden leyleklerin bu özelliğinden yararlanan uluslararası
bir şebekenin faaliyetlerini anlatıyor. Grangé’nin korku labirentinin bir
yanında dünyanın en sıkı denetlenen elmas madenlerinden yapılan kaçakçılık,
diğer yanında da kalpleri çalınmış cesetler duruyor.
"Leyleklerin Uçuşu"nda okuyucu, adrenalin hapı yutmuş gibi, kitabın
ilk sayfalarda tutulduğu heyecan fırtınasından, sonuna kadar kurtulamıyor.
Şeytan Yemini
Çeviren: Şevket
Deniz
Kitap
Hakkında:
Grangé, farklı bir bakış
açısıyla kaleme aldığı "Kötülüğün Kaynağı" üst başlıklı üçlemesinin
ikinci kitabı şeytan Yemini’nde soluk soluğa okunan şeytani bir kara kitap
yazdı.
Polisiye gerilim gibi başlasa da insanın tüylerini ürperten metafizik unsurlar
romanda öylesine güzel harmanlanmış ki tüm insanlığın ortak sorgulamaları olan
iyilik, kötülük, şeytan, inanç, satanizm, din, arkadaşlık ve ölüm konularındaki
zayıflıklarımız öylesine ince yerlerinden yakalanmış ki soluksuz bir okuma vaat
ediyor.
Ölüm yolundan geri dönmeyi başaranlar deneyimlerinde hep aynı verileri
anlatırlar. Uzun karanlık bir yol ve ucunda görünen parlak bir ışık.Ya o yolun
sonunda parlak bir ışık yoksa?..
Öldükten sonra geri dönenler hep iyilikleri mi beraberlerinde getirirler?..
Ölüme Yakın Deneyim "diğer taraf"tan dünyaya neler taşır?..
Araf’a yapılan yolculuktan herkes eskisi gibi mi döner?..
Araf yolcularını dünyaya kim, hangi şartla yolcu eder?..
Grangé nefes kesen sayfaların arasına metafizik ürpertilerin yanı sıra
entomolojiyi, tıbbi, farmakolojiyi, böcekbilimi, kısaca bilimi yerleştirmekle,
gerilim kadar gerçeklik ve mantık dengesinde de mükemmeli yakalamış.
Ölü Ruhlar Ormanı
Kitap Hakkında:
Jeanne Korowa tek bir hata yaptı.
Katili ormanda arıyordu.
Oysa orman katilin içindeydi.
İnsanın içindeki vahşi çocuk gibi.
Genç ve yalnız bir kadın olan Yargıç Jeanne Korowa, tesadüfen şahit olduğu bir
psikiyatri seansı sayesinde Paris’te işlenen tüyler ürpertici seri cinayetlerin
failini keşfetmiştir. Ama elinde hiçbir kanıt yoktur ve katilin peşine tek
başına düşmek zorundadır.
Böylece Guatemala, Nikaragua ve Arjantin’de soluk soluğa ve kanlı bir takip
başlar.
Koloni
Kitap Hakkında:
Onlar çocuktular...
En mükemmel elmasların saflığındaydılar...
Ne ufak bir lekeleri...Ne de en ufak bir kusurları vardı...
Ve ne de en ufak bir günahları...
Ama onların saflığı kötülüğün saflığıydı...
Paris’te bir Ermeni katedralinde işlenen bir cinayet. Kan yok, cinayet aleti
yok, yara bere yok…
Biri yaşlı ve huysuz emekli bir polis, diğeri Çocuk Bürosu’nda görevli, ancak
açığa alınmış uyuşturucu müptelası genç bir polis. Bu ikisi, gitgide hunharca
bir hal alan ve peşpeşe işlenen cinayetlerin katilini veya katillerini bulmak
için birlikte çalışmak zorundadır. Birbirlerine ihtiyaçları vardır,
birbirlerini tamamlamaktadırlar. Ancak bu cinayetler sıradan bir seri katilin
işi değildir. Gizli servisler, naziler,Yahudiler, ülke içinde ülkeler, ve
“siyah bölgeler”… Sanki birileri bir şeyleri gizlemek istemektedir.
Fransa’nın göbeğinde başka bir ülke olabilir miydi?
Bu ülkeye kim veya kimler göz yumuyordu?
Burada neler yapılmaktadır?
Kaçırılan çocuklar ile öldürülenler arasındaki bağ nedir?
İki polisin çabası cinayetleri açığa kavuşturmaya yetecek midir?
Yoksa..