13 Kasım 2012 Salı

Pascal Mercier - Lizbon'a Gece Treni

Arka Kapak

Antik diller öğretmeni Raimund Gregorius lisede ders sırasında ansızın sınıftan çıkar, duyduğu Portekizce bir kelimenin büyüsüne kapılarak yaşadığı şehri, düzenli hayatını terk edip hakkında hiçbir şey bilmediği gizemli bir Portekizli'nin, doktor ve yazar Amadeu Prado'nun izini sürmek üzere Lizbon'a doğru trenle yola çıkar. Tesadüfen eline geçen ve Prado'nun, hayat, aşk, yalnızlık, arkadaşlık, ölümlülük ve ölümle ilgili notlarının bulunduğu kitabın etkisinden çıkamayan Gregorius, dilini bilmediği, ilk kez gittiği bu yabancı ülkede ve bu olağanüstü yolculuğu sırasında Prado'nun hayatının değişik evrelerinde yer almış insanlarla bir araya gelip onun farklı söylencelerle dokunmuş hikâyesinin derinlerine iner. Bir yandan da kendi içsel yolculuğunu sürdüren Gregorius, Diktatör Salazar'a karşı savaşmış Amadeu Prado'nun kişiliğinde kendine ve insana ilişkin pek çok sorunun yanıtını ararken, bir başkası olmanın dayanılmaz çekiciliğine de karşı koyamayacaktır. Lizbon'a Gece Treni, sadece Avrupa'dan değil, kendi zihnimizden ve ruhumuzdan da geçen ve dönüşü belli olmayan bir yolculuğun çok sesli, unutulmaz romanı.

Benim yorumum ;

Bu kitabı pek çok blog arkadaşımda görmüştüm.Özellikle Gülşah'ın  kitabı okurken yaptığı paylaşımların cazibesine kapıldım ve  sırada beklemekte olan kitapları bırakıp Lizbon'a Gece Treni'ni okumaya başladım ..

Az önce bittiğinde , iyi ki okumuşum dedim.Çok beğendim.Okuduklarımdan notlar almak pek adetim değildir.Ancak  Prado 'nun yazdıkları arasında öyle cümleler  var ki , unutmasam dediğim..Dolayısıyla  belki de ilk kez bu kadar çok not almışımdır.
ve tabii Gregorius gibi bilmediğim bir şehirde bilmediğim bir dille konuşulduğunu düşünüp,kendimi onun yerine  koyup düşüncelere de daldım.ki bu kitap okumanın en keyifli yanlarındandır ;)

Kitaptan etkilendiğim kısımları da sizlerle paylaşmak istiyorum.;

sf:27-28  Gregorius 'un Prado 'nun kitabında portresini incelediği anlar ,  "ilk tanışma.."

sf:29  Gregorius 'un  telefonu açmadan onu arayanlara yüksek sesle verdiği cevap.." ilk başkaldırı " sizin Mundus'unuz değilim dediği an.

sf:148  Peder 'in Prado'nun vedasından sonraki hisleri " Prado'yu tanımaya başlıyoruz"

sf:189  ... Numarayı çevirirken ,bir kayanın ucundan boşluğa atlarmış gibi hissetmişti kendini....

sf:190-191  Prado'nun kitabından alıntı Ölümün Akıl Karıştıran Gölgeleri .." Jorge ile ilk tanışma ve o ölüm korkusu ile ilgili  müthiş anlatım " 

sf:202  ... Hayat yaşadığımız şey değildir ; hayat yaşadığımızı hayal ettiğimiz şeydir , yazıyordu Prado...

sf:249  Prado ve babasının mektuplaşmalarından alıntılar ve Peder 'in  şu tasviri :  Amedeu bir kitap okuduğunda daha sonra o kitabın harfleri kalmaz.

sf: 287 Prado'nun  annesine yazdığı son paragraf

sf :325 ne demişti Prado ? " Ruh söz konusu olduğunda elimizde pek bir şey yoktur."









5 yorum:

  1. severek okuduğum , " iyi ki okumuşum" dediğim , okumayı seven tüm kitapseverlere "şiddetle" tavsiye ettiğim bir roman.. burada da görmüş olmaktan çok mutlu oldum.
    sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. Ben de yakın geçmişte okudum, ama öyle bayıldım diyemeyeceğim.Keyifli okumlar.

    YanıtlaSil
  3. Bunu da okumak şart oldu:)Tanıtım için teşekkürler..

    YanıtlaSil
  4. Canımm beğenmene sevindim. Bende okurken o kadar çok cümlenin altını çizmiştim.
    Hala yer yer düşündüğüm oluyor kitabı.
    İyi okumalar.

    YanıtlaSil
  5. heey benim de okuma sıramda, bi bu bi de parisli gelin miydi neydi o işte.
    :)
    güzeldir diyodum ben de.
    :)

    YanıtlaSil