18 Ocak 2011 Salı

Ayfer TUNÇ ve Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi

Karadeniz'de bir ruh sağlığı hastanesinde karakterlerden doğan karakterler , içiçe geçmiş yaşamlar, her karakterin hikayesinin sonunda bir tebessüme dönüşen kelimeler..
Kitabı hep tebessüm ederek okudum , elimden bırakamadım.
Konu ruh sağlığı hastanesinde geçince hastalar da  hafifinden ağırına psikolojik bozukluklara sahip insanlar topluluğu oluyor.Ancak  onları çevreleyen ve bu hastane ile bağı bulunan insanlar acaba zannedildiği kadar akıllılar mı ?
Ki olmadıklarını da görüyoruz zaten.Kitabın sonu daha trajik, ama bitiş durumu harika.

Yazarın sözleriyle noktalıyorum bu yazımı da ;
"Romanın finali bir tür kıyamet tablosudur, doğru, ama gözden kaçırılmaması gereken şey, bu kıyamet tablosuna yol açan unsurların temelinde akıldan uzağa düşmenin yattığını görmektir. Binanın denize bakan tarafında tek bir pencere bulunmamasından başlayarak, iyi niyetle ama yanlış atılmış adımlar bu kıyamet tablosuna götürür bizi. Kıyamet öngörüsüne rağmen umut vardır ama bir kere anlatıcı kıyamet tablosuna ilişkin somut bir rakam verir. Bu rakam, tümden bir yok oluş yaşanmadığını vurgular. İkincisi bu kıyamet tablosunun bir mitolojiye gönderme yapmasıdır: küllerinden doğan Anka. Bu, sonsuz umuttur, her şeye rağmen yeniden doğuşun habercisidir. Öte yandan romanın ana karakterlerinden biri olan Barış Bakış’ın söylemekle kalmayıp defterine yazdığı son söz romanın en acı ironisidir."
Karıcığım.. delirmiş bunlar der Barış Bakış...

2 yorum:

  1. benim için 2009'un en güzel kitabıydı diyebilirim.. 300 farklı karakterin birbirine bağlanması o geçişler çok ama çok güzeldi...

    YanıtlaSil
  2. geçişler gerçekten harikaydı , karakterlerin hepsi de akılda kalıcı hepsi birbirinden faklıydı .

    YanıtlaSil