10 Nisan 2012 Salı

Ayşe KULİN ve kitapları

Ayşe Kulin 'in kitaplarını okumayı çok severim.Dilini, akıcılığını olayları yaşıyor gibi oluşumu..
Özellikle çok iyi bir biyografi yazarı olduğunu düşünüyorum.Yazdıklarının pek çok kısmı televizyon dizisi olarak da çekildi.
Ayşe Kulin ve kitaplarını tanıtmak isterim.Şimdi farkettim ki birkaç tanesini okumamışım ..Tespit etmem iyi oldu. 


Ayşe Kulin kimdir ;


Kaleme aldığı biyografik eserleri ve romanlarıyla çok okunan yazarlardan biri olmuş ve birçok ödül kazanmıştır. Üslubundaki akıcılık ve yalınlıkla büyük övgü alan yazarın öykü ve kitapları senaryolaştırılıp beyazperdeye aktarılmıştır.

Arnavutköy Amerikan Kız Koleji Edebiyat bölümünü bitirdi. Çeşitli gazete ve dergilerde editör ve muhabir olarak çalıştı. Uzun yıllar televizyon, reklam ve sinema filmlerinde sahne yapımcısı, sanat yönetmeni ve senarist olarak görev yaptı.

Öykülerden oluşan ilk kitabı Güneşe Dön Yüzünü 1984 yılında yayınlandı. Bu kitaptaki Gülizar adlı öyküyü, Kırık Bebek adıyla senaryolaştırdı ve bu filmi 1986 yılındaKültür Bakanlığı Ödülü'nü kazandı.

1986'da sahne yapımcılığını ve sanat yönetmenliğini üstlendiği Ayaşlı ve Kiracıları adlı dizideki çalışmasıyla Tiyatro Yazarları Derneği'nin En İyi Sanat Yönetmeni Ödülü'ni kazandı.

1996 yılında Münir Nureddin Selçuk'un yaşam öyküsünün anlatıldığı Bir Tatlı Huzur adlı kitabı yayınlandı. Aynı yıl, Foto Sabah Resimleri adlı öyküsü Haldun Taner Öykü Ödülü'nü, bir yıl sonra aynı adı taşıyan kitabı Sait Faik Hikaye Armağanı'nı kazandı.

1997'de yayınlanan ve Aylin Devrimel'in hayatını konu alan Adı: Aylin adlı kitabı ile, İstanbul İletişim Fakültesi tarafından yılın yazarı seçildi. Bu kitap yazarın çok geniş kitleler tarafından tanınmasını sağladı.

1998 yılında Geniş Zamanlar adlı öykü kitabı, 1999'da Iletişim Fakültesi tarafından yılın romanı seçilmiş olan Sevdalinka ve 2000'de yine bir biyografik roman olan veFüreya Koral'ın hayatını aktardığı Füreya yayınlandı.

2001 yılında yayınlanan Köprü isimli romanı ile Doğu illerimizde yaşanan dramın kökenleri ve Cumhuriyet tarihi içindeki nedenlerini ele aldı. Bu romanı, 2006 ve 2008 yılları arasında Star TV'de aynı isimle dizi olarak yayınlandı.

Ayşe Kulin 2002 yılında yayınlanan Nefes Nefese isimli romanı ile ikinci dünya savaşı sırasında yüzlerce Yahudi'yi soykırımda kurtaran Türk diplomatlarının kahramanlıklarını bir aşk öyküsü ile birlikte işliyor.

Geniş Zamanlar adlı öykü kitabı, 2007 yılında Star TV'de aynı adla dizi olarak yayınlandı.

2004 yılında yazdığı Gece Sesleri romanı, aynı adla televizyona uyarlanarak 2008 ve 2009 yılları arasında Show TV'de yayınlandı.

Wikipedia'dan alıntıdır.

Kitapları ; 

Adı Aylin

Adı Aylin 

Aylin Radomisli Cates, 19 Ocak 1995 Perşembe günü, evinin bahçesinde, o sabah evini temizlemeye gelen hizmetçisi tarafından, kendi arabasının altında ölü bulundu. Üstünde ve etrafta nasıl öldüğüne dair hiçbir iz yoktu. Bir hırsızın saldırısına uğramış değildi. Bir katille boğuşmamıştı. Elbisesi yırtılmamış, tırnakları kırılmamıştı. Çorapları bile kaçmamıştı. Kaptıkaçtı tipi arabası, parke taşı döşeli dümdüz avluda, aklın alamayacağı bir nedenle kayarak, dört parmak yüksekliğindeki seti atlamış, meyil aşağı inmiş, ön tekerlekleri yolda, arka tekerlekleri duvara takılı durmuştu. Aylin, arabanın altına çaprazlamasına girmiş, sırtüstü yatıyordu. Üstünde abiye bir gri döpiyes, yakasında yarım ay biçiminde bir elmas broş, parmağında tek taş yüzük vardı. Otopsi raporuna göre, iki gün önce, Salı gecesi ölmüştü. Türkiye’nin tartışmasız en ünlü kitaplarından biri Adı: Aylin, prenseslikten Amerikan ordusuna uzanan baş döndürücü bir hayatın romanı...

************************************************************************************************************

Sevdalinka

Sevdalinka


Aynı ırktan, kimbilir belki de aynı soydan geliyorlardı. Aynı yaşlarda, aynı boylardaydılar. Aynı kadını sevmişlerdi. Ataları aynı tanrıya ayrı yollardan ulaşmak istedikleri için, biri Boşnak diğeri Hırvat'tı. Bunu kendileri seçmemişlerdi, savaşmayı ve kaderlerini de seçmedikleri gibi. Ve ambulanstaki çocuğu kurtarmanın dışında, beklentileri yoktu yarın için. Yarınlar, kurşun, havan topu ve bombaydı, kandı. Ama her ikisi de farkına bile varmadan 'daha güzel günleri' bekliyorlardı. İnsanlar, değişik inançlarla ve hırslarıyla ne kadar karıştırırlarsa karıştırsınlar, kana, acıya, şiddete bulaştırsınlar, bu muhteşem dünyayı, yaşam bir umuttu sonuçta. Hiç bitmeyen bir umuttu. Dünya tarihinin en acımasız soykırımlarından Bosna'da, bir kadın gazetecinin hayatla hesaplaşması...
************************************************************************************************************

Bir Varmış Bir Yokmuş
Bir Varmış Bir Yokmuş

Bir Varmış Bir Yokmuş’un bir yüzünde gerçek yaşamdan alınmış öyküler, diğer yüzünde ise kurgulanmış öyküler var… Ancak Ayşe Kulin’in kitabın önsözünde belirttiği gibi hayal ile hakikat, kurgu ile gerçek kimileyin öylesine iç içe geçiyor ki…
Bu iç içe geçişi en iyi dile getirecek biçim bu kitabı önlü arkalı, evire çevire okunacak bir kitap olarak tasarlamaktı.Biz de öyle yaptık, bir yanda gerçek öyküler bir yanda kurgular var ama hangisinin gerçek, hangisinin hayal ürünü olduğunu karıştırmak mümkün. Belki hayatın gerçeği de tam bunu anlatmak istiyor bize…
*********************************************************************************

Köprü

Elmas da sargılı kollarını bebeğe uzatmıştı. Canını yakmaktan korkarak usulca bırakmıştı Bayram, oğlunu Elmas’ın kucağına. Şimdi burun burunaydılar Elmas’la Öksüz. Bir dişi hayvanla yavrusu gibi koklaşıyor, burunlarını birbirine sürütüyor, birbirlerinin boynuna gömülüyor ve tuhaf mırıltılar çıkartıyorlardı. Bebenin küçük elleri, Elmas’ın saçlarında, Elmas’ın dudakları bebenin yüzünde dolaşıyordu. Elmas, ne diğer hastaları ziyaret edenlerden ne de Bayram’dan hiç utanmadan, hiç gocunmadan, memesini çıkarıp bebenin ağzına vermişti. Bebek mutlu bir kedi yavrusu gibi guruldayarak şapır şupur emiyordu süt akıtmayan, kuru memeyi. Kadınla çocuk birbirleriyle iç içe geçmiş, tek vücut olmuş gibiydiler.
Köprü… Olağanüstü bir bürokratın, otuz yıl bekledikten sonra kavuşulan bir köprünün ve doğunun töreye teslim olmuş insanların öyküsü. Ayşe Kulin’in kaleminden.
*********************************************************************************
Nefes Nefese 
Tarihi ve güncel gerçekleri kurguyla harmanlamaktaki ustalığı ile bilinen Ayşe Kulin, Nefes Nefese adlı bu romanında okurlarına bir kez daha dünyanın farklı bir yüzünü aktarıyor, İkinci Dünya Savaşı döneminde yaşanan bir öykü Nefes Nefese. Avrupayı kasıp kavuran ve tarihin en acımasız gerçeklerinden biri olan Nazizmi, dönemin Türk diplomasisinin korumaya özen gösterdiği ince dengeyi ele alırken, bu tarihi planın ön yüzünde de Osmanlı vezirlerinden birinin kızıyla evlendiği Yahudi gencin aşkını ve kaçışını da dile getiriyor.
Son dönemlerde yazılmış, bireylerin tarihi ile insanlığın tarihi arasındaki o kaçınılmaz kesişime ışık tutan en önemli romanlardan biri olan Nefes Nefese, usta bir yazarın başyapıtları arasında yer almaşım da haklı çıkartıyor böylece. Her zamanki sürükleyici anlatımı ve ustalıklı kurgusuyla Ayşe Kulin bir kez daha, okurlarının gösterdiği ilginin nedenini açıklamış oluyor.

*********************************************************************************************
Kardelenler
Yazar Ayşe Kulin, Anadolu’nun uzak köşelerinde yaşayan bu kızların en küçüğünden üniversite öğrencisine kadar bir çoğuyla tek tek görüşerek, zor yaşam koşullarına tanık olarak, onların duygularını, beklenti ve umutlarını sizlere aktarmaya çalıştı.Bu kitap, yazarın izlenimlerinin kısa bir özetidir, sadece.Kimbilir, belki bu ilginç yaşamları öğrencilerin kendi kalemlerinden bire bir okumamız da mümkün olur günün birinde.
*********************************************************************************
Güneşe Dön Yüzünü
Sami Bey’in ruhu bana mısın demiyordu ipil ipil yağan yağmura. Bir Fatih’e iniyor, bir gençliğine gidip Kumkapı sahillerinden karpuz kabuklarının yüzdüğü kristal denize atıyordu kendini, bir Perşembe Pazarı’ndaki hurdacı dükkânına, yeni yeni para kazanmaya başladığı günlere dönüyordu.
Ama en büyük huzuru ilk karısının yanına vardığında duyuyordu. Önünde dilimlenmiş domatesi, kavunu, beyaz peyniri, karşısında yokluğuna alışamadığı ilk aşkı, karısı, buğulu ılık sesiyle ‘koklasam saçlarını bu gece taa fecre kadar’ı okuyordu… Çocuklarının doğumu… onları Florya’ya denize sokmaya götürdükleri günler… okula başlayışları… sonra bir hançer saplanıyordu göğsüne, karısının tabutunun arkasından yürüyordu ağır ağır. Gözyaşları sel gibi düşüyordu yanaklarına. Güneşe Dön Yüzünü 1940’lardan 80’lere Türkiye’nin panoramasını çiziyor.
*********************************************************************************

İçimde kızıl bir gül gibi

Gri kanatlı kuşlar, çığlık çığlığa martılar, beyaz köpüklere değerek geçip gidiyorlardı, tuzlu denize kanat vura vura. Minareleri kurşunkalemler gibi gökyüzüne uzanan camilerin avlularında itişip kakışıyordu. Darıya üşüşen ak güvercinler. Kulaklarımda bir ses… Gözlerimin önünde tahtaları eskimiş panjurlarıyla cumbalı evler, yaşlı çınarlar ve bir ceviz ağacı.
Koparmış ipini eski kayıklar gibi yüzer kışın sabaha karşı rüzgarda tahta cumbalar ve bir sac mangalın küllerinde uyanır uykudan büyük İstanbul’um. İstanbul’da uyanmak istiyordum. İstanbul’la beraber uyanmak istiyordum ben de Nazım gibi. Benim bulunduğum şehirde tepe yoktu. Mavi bir deniz yoktu. Rast peşrevi yoktu havada, Boğaziçi suları gibi akan… Bana doğduğum şehri çağrıştıran hiçbir şey yoktu Londra’da. Sadece Nazım’ın dizeleri vardı elimde, beni şehrime uçuran. İçimde Kızıl Bir Gül Gibi, usta bir yazarın ustası saydığı bir yazara ödediği gönül borcu. Edebiyatının ve yaşamın sürekliliğine ilişkin zarif bir metin…
*********************************************************************************

Babama
Tüm çocuklarına dünyanın Babalı çocuklar dilerim, Doyasıya yaşayabilsinler diye Çocukluklarını. Doyasıya efelensinler diye Komşu çocuklarına. Değil mi ki Benim babam senin baban döver Eve gelince, Varsın sapanla kırılsın camlar Tırmansınlar elma dallarına Gönüllerince. Ayşe Kulin’den babasına 80. yaş günü armağanı.
*********************************************************************************
Geniş zamanlar

“İtiraf etmek istediğin başka yalanların da var mı?” diye sordu Ahmet. Sesimin titremesine engel olmaya çalışarak, “Ben sana hiç yalan söylemedim,” dedim. “Ablanın ablan, yeğeninin yeğenin, evinin de asıl evin olmadığını şimdi öğreniyorum ve sen bana, ‘sana yalan söylemedim,’ diyebiliyorsun.” “Orası benim evimdi, ben orada büyüdüm,” dedim. Sesim zar zor duyuluyordu. İçimde giderek büyüyen bir canavar vardı. Canımı acıtan canavar, sanki birden göğsümden fırlayıp pat diye kucağıma düşecekti. Öyle derdi o, yani ablam, “Yalan giderek büyüyen bir canavara dönüşür, dallanır budaklanır içinden taşar… Sakın yalan söyleme.”
*********************************************************************************

Foto Sabah Resimleri
”Adı: Aylin” ve ”Geniş Zamanlar” adlı kitapların yazarı Ayşe Kulin’in 1995 Haldun Taner ve 1996 Sait Faik Öykü Ödülü birinciliklerini kazanan kitabını okurlarımıza sunuyoruz…
O çok uzaklarda kalmış, artık unutulup gitmiş geçmişin sızısını yüreğinde duyumsayan herkes için…
‘… Foto Sabah Resimleri’ni okumanızı dilerim. Gerçekten başarılı bir hikayeci ile karşı karşıyayız.” Fethi NACİ ”Kulin, yaşamın ölmüş dokularından değil; değişen, yenilenen dinamik yanlarından çıkartıyor öykülerini. Bunu yaparken karmaşıklığa ya da basitliğe düşmemeye özen gösteriyor; kadınsı duyarlıkları öne çıkarırken, şiirli, yalın, lirik anlatımıyla duru, senfonik bir söyleşiye uzanıyor.”
*********************************************************************************

Bir Gün
Biz, iç içe büyüyen, iç içe yaşayan, birbirine benzeyen, kavgacı, hırçın ve inatçı, şefkatli, sevecen ve yürekli, sonsuz verici ve can alıcı, gözü kara, kurnaz, hain, aynı anda çileli, masum ve çocuksu biz! Biz, aynı toprağın çocukları.Yazar Ayşe Kulin, Bir Gün’de herkesin payına düşmüş bir kabusun öyküsünü ele alıyor.
Güneydoğu’da yaşananlar iki kadının penceresinden olduğu kadar, iki tarafın, iki yaşamın, iki ucun da yaşamından kesitlerle göz önüne seriliyor. Uzun yılların öyküsüyle bir gün içinde hesaplaşmak zordur kuşkusuz, bir gün belki yetersiz bir zaman. Ama bir gün bir başlangıç olabilir. Bir Gün, bu başlangıcın arandığı bir roman.
*********************************************************************************


Türkan Tek ve Tek Başına
Bir ülkeden cüzamı kovdu. Türk, Kürt, Süryani demeden, kırsalın evlere hapsedilmiş kızlarına kapıları araladı, ışık tuttu yollarına.
Hırpaladılar, yerden yere vurdular, ne gâvurluğu kaldı ne Kürtçülüğü, ne komünistliği. Ömrünün son döneminde de darbeci yerine kondu. Umurunda bile olmadı.
Çünkü o sadece yüreği insan sevgisiyle dolu bir hekimdi. Hayatı boyunca tek isteği, iyi ve dürüst bir insan olmaktı.
“Bütün işlerimi tamamladım. Konser gecesini de atlattıktan sonra, kemoterapiyi kestireceğim. Yolcu yolunda gerek!
*********************************************************************************

Gece Sesleri

Çağdaş Türk edebiyatının en sevilen, en çok okunan yazarlarından biri olan Ayşe Kulin, Gece Seslerinde kapalı bir yapısı olan Anadolulu Türk ailesinin gizlerini kurcalıyor. Egeli büyük bir ailenin kuşaklardır içinde gizlediği sırların peşinde akan bu roman, şaşırtıcı olay akışıyla olduğu kadar ustalıklı kurgusuyla da okuru nefes kesen bir serüvene sürüklüyor. Özünde bir ana-kız romanı olan Gece Sesleri, bir yandan ailenin bu çok tartışmalı ilişkisini gözler önüne sererken, bir yandan da Türk toplumunun yaşadığı derin sarsıntıları dile getiriyor.
Yakın tarihin simalarını ve tarihini kurguyla gerçekliği en mükemmel biçimde harmanlayarak ele alan Ayşe Kulin, Gece Seslerinde de yüz binleri bulan okurları için neden vazgeçilmez bir yazar olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.
*********************************************************************************
Umut
Osmanlı nın gözdesi Bosna bir imza ile elden çıkarken, Kulin ailesi Bosna dan İstanbul a göç ediyor, çöken imparatorluğun son maliye nazırı Ahmet Reşat sürgüne gidiyordu. Sabahat ile Aram ın aşkı ise tehcir olaylarının acısına yenik düşmeyecekti. Yeni bir cumhuriyet, yeni bir şehir ve yeni bir yuva kurulurken hayat hep akan bir suydu Sitare, Muhittin ve herkes için…
Savaşlar, yıkımlar, sürgünlerin ardından Umut geliyor. Umut “Hayat Akan Bir Sudur” da Kulin, Veda ile başladığı Osmanlı ailelerinin yaşamına, bu kez de Cumhuriyetin yeni kurulmakta olduğu sancılı yıllarda tanıklık ediyor. Akıp gitmekte olan günlük hayat derinden değişmekte, bu değişim aşklara, dostluklara, aile ilişkilerine, her şeye yansımaktadır. Ayşe Kulin, bir kez daha okurlarına ellerinden bırakamayacakları, okuyup bitirdikten sonra anılarına katacakları bir armağan sunuyor.
*********************************************************************************
Veda
Ayşe Kulin, Osmanlı împanıtorluğu nun son günlerinde, işgal altındaki İstanbul da bir konakta yaşananları anlatıyor bu kez. Son Maliye Nazın ve ailesi aracılığıyla o dönemin resmini çizen Veda. çökmekte olan bir tarih ile yeni bir gelecek arayan Millicİler arasında sıkışan o dönem Osmanlı aydınının da öyküsünü dile getiriyor.
Ayşe Külin in her zamanki ustalıklı ve sürükleyici üslubu ile okurlarının elinden bırakamayacakları bir kitap bu. Günümüz Türk edebiyatında neredeyse eşsiz olan, biyografik veriler ile roman tekniğini birleştirmekteki ustalığını bir kez daha sergileyen Kulin, bu kez bir İstanbul öyküsü ile bir İmparatorluk tarihini birlikte ele alıyor.
*********************************************************************************
Füreya
Birden çocuklardan biri bağırdı “Şuraya bakın, iki kuş öpüşüyorlar!” Füreya iskelenin üzerindeydi. Güçlükle arkasını dönerek, aşağıda cıvıldayıp duran çocuklara baktı. “Hanginiz söyledi bunu?” diye seslendi. Sıska bir oğlan öne çıktı. “Ben!” dedi. “Kuş mu gördün orada?” “Evet.” Füreya üşenmedi, indi iskeleden. Çocuğu yanına çağırdı. “Kuşu nerede gördüğünü göster bakayım.”Çocuk birkaç adım geriledi. Füreya takip etti çocuğu.
Eliyle işaret etti oğlan.”Nah orada. İşte kuşlar gaga gagaya vermiş öpüşüyorlar.”Dondu kaldı Füreya. Hiç tasarlamadığı halde, çocuğun işaret ettiği yerde masalsı iki kuş kafası beliriyordu. Tıpkı öpüşür gibiydiler. Haklıydı çocuk. Cumhuriyet Türkiyesi’nin ilk kadın seramik sanatçısı Füreya Koral’ın hayat hikâyesi Füreya, aynı zamanda bir dönem romanı.
********************************************************************************
Bir Tatlı huzur
Öykü ve roman alanlarındaki yetkinliği her kesim tarafından kabul edilmiş olan Ayşe Kulin, biyografi edebiyatının da en önde gelen isimlerinden biri. Hatta günümüzde biyografi alanına duyulan ilginin temelinde Adı: Aylin’in yattığı tartışılmaz bir gerçek. Türk okuruna biyografinin zorlu bir edebiyat türü olduğunu, kimin öyküsünün yazıldığının değil, öyküyü kimin yazdığının önemli olduğunu hatırlatan, öğreten bir yazar Ayşe Kulin.
Uzun bir aradan sonra, Ayşe Kulin’in Münir Nureddin Selçuk’un yaşam öyküsünü anlattığı Bir Tatlı Huzur adlı biyografik çalışması yeniden Everest Yayınları tarafından yayımlandı. Gözden geçirilip düzeltilmiş bu yeni basım sadece 1100 adet üretildi ve her bir kopya numaralandırıldı, ilk yüz adet ise satış dışı tutuldu.
*********************************************************************************

Dürbünümde kırk sene Hayat
Bu kitapta yazdıklarım, babamın da var olduğu dünyada geçirdiğim kırk yılın, dürbünüme çarpan resimleridir; özelimde ve ülkemde 1941”den bu yana yaşadıklarımdan, gördüklerimden seçmelerimdir. Kitabıma, beni çok etkileyen, çok üzen, çok sevindiren, bende iz bırakan, belleğimde hep kalan anılarımı aldım.
Babamın vefatına kadar beni ilmek ilmek örerek bu günkü ben yapan kişileri, olayları kendi gözümden, kendi kalemimle aktardım.Babamın ölümünden sonra ise, ne ben aynı Ayşe”ydim ne de Türkiye aynı Türkiye. Babamın yokluğu beni, Turgut Özal da Türkiye”yi değiştirmişti. Artılarımız ve eksilerimizle başkalaşmıştık.1983”ten sonraki yıllarımın serüveni belki bir başka kitaba konu olur ama elinizdeki sayfalarda okuyacaklarınız,1983 yılına kadar, Edip Cansever”e rahmetle selam olsun, “Ben Ayşe Kulin Nasılım”a yanıtımdır.
*********************************************************************************

Hüzün
Çağdaş Türk edebiyatının en sevilen kalemlerinden Ayşe Kulin, ilklerin yazarı olmayı sürdürüyor. Daha önce yüzbinlerce satılan Veda ve Umut adlı kitaplarının devamı niteliğindeki iki kitabı birden Everest Yayınları tarafından yayımlanan Ayşe Kulin, yeni yıla damgasını vuruyor. Veda ve Umut’u severek okuyanlar için şimdi Hayat ve Hüzün günleri başlıyor. Hayat ve Hüzün Ayşe Kulin’in kaleminden bu kez kendi hayatına bir yolculuk…
Bu kitapta yazdıklarım, babamın da var olduğu dünyada geçirdiğim kırk yılın, dürbünüme çarpan resimleridir; özelimde ve ülkemde 1941′den bu yana yaşadıklarımdan, gördüklerimden seçmelerimdir. Kitabıma, beni çok etkileyen, çok üzen, çok sevindiren, bende iz bırakan, belleğimde hep kalan anılarımı aldım. Babamın vefatına kadar beni ilmek ilmek örerek bu günkü ben yapan kişileri, olayları kendi gözümden, kendi kalemimle aktardım. Babamın ölümünden sonra ise, ne ben aynı Ayşe’ydim ne de Türkiye aynı Türkiye. Babamın yokluğu beni, Turgut Özal da Türkiye’yi değiştirmişti. Artılarımız ve eksilerimizle başkalaşmıştık. 1983′ten sonraki yıllarımın serüveni belki bir başka kitaba konu olur ama elinizdeki sayfalarda okuyacaklarınız, 1983 yılına kadar, Edip Cansever’e rahmetle selam olsun, “Ben Ayşe Kulin Nasılım”a yanıtımdır.
*********************************************************************************

Gizli Anların Yolcusu
Çağdaş edebiyatımızın en sevilen yazarlarından Ayşe Kulin, Gizli Anların Yolcusu ile bir kez daha okurlarını şaşırtıcı gerçeklerle yüzleşmeye zorluyor. Bu kitap yerleşik ve düzenli hayatlarımızın nasıl da pamuk ipliğine bağlı olduğunu, bir anda yıkılıp gidebileceğini gösteriyor bize… Acı bir kaza… Bir anda ağızdan kaçan bir söz… Ansızın yayınevine gelen bir dosya… Birbirine dolanmış eşarplar…
Bütün bunlar, aykırı bir aşkın başını ve sonunu belirlemeye yeter mi? Gizli Anların Yolcusu, pek çoğumuzun anlamakta zorlandığı, yargılamakta ısrar ettiği bir aşkın romanı. Ayşe Kulin her zamanki ustalığıyla yaklaşmaya korkulan bir konunun üstüne giderek tabuları yıkmayı deniyor. Bu romanda sadece aşkı değil, toplumun zorladığı hayatları, harcanmış çocuklukları, kendi içindeki sırlarla en yakınlarını yaralayan ailelerin öykülerini soluk kesen bir tempoyla okuyacaksınız.

Son Not : Ayşe Kulin ile keyifli dakikalar dilerim .
Son Not 2 : Ben de içlerinden okumadığımı tespit ettiğim ; Babama, Bir Tatlı Huzur ,İçimde Kızıl bir gül gibi , adlı kitapları en kısa zamanda okumak istiyorum .















33 yorum:

  1. en çok hangisini beğendin...merak ettim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. zor yerden geldi soru :p
      ayırdetmek güç ama ;

      Nefes Nefese diyorum ;)
      Okuduğumda , İrem 8 aylıktı , emekleyemiyordu bile :D yere kapaklanırdı çeviremezdim çocuğumu kitaba dalıp :))))

      Sil
  2. Ben en çok Adı Aylin ve Füreya'yı beğenmiştim. ÇOk da keyifle okudum tüm kitaplarını,çok güzel bir çalışma yapmışsın canım, emeğine sağlık ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sabırla okuduğunuz için ayrıca teşekkürler :) ben zevkle yaptım.
      işte ayırdetmek o kadar güç ki..

      Sil
  3. Füreye ve Geniş Zamanları okudum.Güzeldi ikisi de .BİR DE Umut kitabı var elimde onu daha okumadım.Paylaşım için teşekküerler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umut ve Veda'yı ardarda okursanız daha büyük zevk alacaksınız ;)

      Sil
  4. Goncacım kitaplarla gerçekten dans eder..Siz sohbet ederken Gonca elindeki kitabın bir sayfasını çevirirken bizimlede konuşabilme yetisine sahip ender kişilerden bence:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) teşekkürler canımcım , çevremde sizin gibi okumayı seven arkadaşlarımın olması benim için büyük şans asıl ;)

      Sil
  5. Ben de bir Ayşe Kulin hayranıyım, özellikle Veda serisine bayıldım..:)

    YanıtlaSil
  6. Bu kadının kalemine, hayal gücüne ve kelimelerine hayranım... Bir de enerjisine. Ne harika eserler çıkarıyor ortaya, benim de hayalimdeki kahramanlardan biridir...

    Bir de, "Kitaplaşalım mı?" etkinliğimiz başladı, bu ikinci etkinliğimiz, geleneksel hale getirmek istiyoruz, ev sahibi de benim, katılmak istersen bloguma beklerim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayşe Kulin'i kim sevmez ki değil mi :) etkinliğe katılacağım tabii ki , öne aldın demek tarihini , kitapların seçimini yapınca hemen bilgilerimi vereceğim canım, emeğine sağlık :)

      Sil
  7. adı aylin ve füreya'yı okumuşum.
    :)

    YanıtlaSil
  8. benimde favorim adı aylin ve füreya bayılmıştım :)

    YanıtlaSil
  9. İlgilisine duyurulur, Ayşe Kulin , 20 , 21 nisan tarihlerinde İzmir Kitap Fuarının konuğu olacaktır.

    YanıtlaSil
  10. Ayşe KULİN benim en sevdiğim yazarlardandır.Geröekten onu okurken büyük keyif alıyorum.Her sayfası beni içine alıyor resmen :) Favori kitabım kesinlikle Adı Aylin.
    Ben de senin yazdığın kitapları henüz almamışım.En yakın zamanda alıp okuyacağım.Keyifli okumalar :)
    Ayrıca minik adaşıma Samsun'dan sevgilerimi yolluyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İrem de sevgilerini yolluyor , teşekürler :)

      Sil
  11. Nefes nefese harika bi kitaptı ya...:)

    YanıtlaSil