Kitap, “ işleneceğini herkesin
bildiği bir cinayet öyküsü” diye başlar. İlk cümle de bunu doğrular
niteliktedir. Santiago Nasar ’ ın öldürüleceği , okura en başından söylenmiştir.Cinayetin
kim ya da kimler tarafından ve ne yolla işleneceği detaylarını da daha sonra
öğreniyoruz.Cinayetin işleneceğini, duyduğu,bildiği,hissettiği halde bunu
önlemek için kimse bir çaba göstermiyor. Kaderi değiştirmek istemiyorlar. Bir
dizi tesadüf sonucu Santiaga Nasar hem de kaçabilecek olmasına rağmen kendi evinin kapısında öldürülüyor.
Bu olanlar bir namus davasıdır ve
Angela Vicario , Nasar’ın adını fısıldamıştır.
Sorgu yargıcı , anlatılanlardan
Nasar’ın aleyhine kanıt bulamamış ve şöyle bir not düşmüştür.: “ Bana bir ön
yargı verin , dünyayı yerinden oynatayım”
Ayrıca o gün olanlardan yola çıkarak Nasar ‘ı gören
bir kişi aramış ama anlatıcı gibi o da bulamamıştır. Düştüğü not “ Kader bizi
görünmez kılar “ olacaktır.
En çarpıcı olansa Santiago Nasar’ın “ beni öldürdüler Wene Hala “ dedikten sonra Wene
Hala’nın ifade ettiği gibi dışarıya sarkan bağırsaklarını temizleme titizliği
göstermesiydi. Öldürüldüğüne inanmıyor olması, yazılmış kaderini yaşamasıydı.
Marquez'in Yüzyıllk Yalnızlık ve Kolera Günlerinde Aşk isimli kitaplarını okumuştum.Kırmızı Pazartesi hep aklımdaydı, geciktirdiğime de üzüldüm .Usta'yı saygı verahmetle anıyorum.
Bu kitabı Kanguru Sanat Evi Atölye çalışmasında arkadaşlarım seçmişler, birlikte okuduk , yorumladık, hocamız sevgili Aydın Şimşek önderliğinde harika çalışmalar zevkli saatler geçiryoruz burada.
Büyülü Gerçekçi akım üzerine hayli ilginç gelen ve hatta duymadığım kavramlar hakkında bilgi sahibi oldum.
Marquez'in en sevdiğim romanıdır, burada görünce yeniden okuyayım diye aklımdan geçti...
YanıtlaSilBen de çok beğendim , tekrar tekrar okunası bir kitap ;)
SilBenim de en sevdiğim Marquez romanıdır ...
YanıtlaSil