Aile Çay Bahçesi
Müzeyyen. Annesinin kuzusu. Babaannesinin biriciği. Babasının... Sa-hi ben babamın neyiydim? Bütün bu hikâyenin içinde benim rolüm neydi, diye düşündüm hep. Benim repliklerimi kim yazmıştı, mizansenlerimi kim belirlemişti? Sahneye hangi taraftan gireceğime, uslu kızı oynarken neler giyeceğime, içimdeki kötülüğü kusmaya başladığımda nelerden soyunacağıma kim karar vermişti? Okuduğum bütün kitaplarda beni bana anlatacak bir karakter arardım. Dinlediğim radyo oyunlarından, izlediğim filmlerden bir cümlecik çalmaya çalışırdım. Saatçi Nejat Bey ile ev hanımı Meral Hanımın kızı Müzeyyeni bana anlatabilecek bir cümle.
Yekta Kopanın yeni romanı Aile Çay Bahçesinin, çoğu kadının kendinden izler bulacağı unutulmaz bir kahramanı var: Müzeyyen... Aile yaşamının gizli şiddetine başkaldıran, kardeşinin doğumuyla kendi varlığının silinmeye başladığını hisseden bir kadın... Kopanın romanı, güçlü, okuru kıskaca alan bir anlatımla sarsıcı bir finale uzanıyor.
(D&R Tanıtım Bülteninden)
Tanıtımında yer verildiği gibi ben de kendimden çok şey yakaladım romanda.Benden bir yaş küçük hem de şirin mi şirin bir kızkardeş ile büyüdüm ben ;) becerikliliği de cabası benim sakarlıklarımın yanında :)
Müzeyyen gibi dağılmadım elbette ;) Ama bu benim hayat hikayem değil :) Yakta Kopan güzel kurgulamış, iyi bir son , okuyucuyu merakla huzursuzluk sınırında bırakmış.. Hoşuma gitmeyen yan Müzeyyen'İn babasının dileğini yerine getirdiği andı. Ancak o Müzeyyen'di, bu romanın olması gerektiği gibi davranan baş kahramanı, yazar onu istediği biçime sokmuş, çok başarılı buldum ;)