25 Şubat 2013 Pazartesi

Nazan BEKİROĞLU-Nar Ağacı


Tanıtım D&R 'dan alıntıdır ;

Nazan Bekiroğlundan Trabzon-Tebriz-Tiflis-Batum-İstanbul hattında geçen muhteşem bir roman.

Balkan Savaşı döneminde başlayıp I. Dünya Savaşına uzanan bir öykü...

Trabzondan ve Tebrizden doğup birbirlerine doğru yol alan iki hayat; önce deli akan sonra durgunlaşan iki ırmak... Aslında çok ırmak... Tebrizin en büyük, en asil halı tüccarının deli fişek oğlu Settarhan ve Trabzonlu inci tanesi Zehra...
Ateşin bakışlı ateşin duruşlu; ırmağını kendi bildiğince alev ateş akıtmayı seçen bir genç kız Azam. Adı ne aşk ne de dostluk olan bir duyguyla Settarhanın ırmağına dolanan Batumlu kitapçı Sophia. Acıyla yoğrulan, yoğruldukça durulaşan, kendi varlıklarını sevdiklerinin varlığında eriten Büyükhanım ve Hacıbey...
Ve hep kendi içine doğru akan, kendi ırmağını gencecik yaşta milleti için kurutan, Trabzonun "kırık kafiyesi" İsmail, ah İsmail...

İki büyük savaşın savurup yeniden şekillendirdiği hayatlar, muhaceret, mücadele, kader, farklı inançların aktığı ortak zemin, üç ülke ve üç sevda Nazan Bekiroğlunun mürekkebi aşk olan kaleminde buluştu. "Nar Ağacı" hayal kadar zengin, roman kadar güzel, tarih kadar gerçek bir hikâye… İncelikle işlenmiş karakterleri, son derece zengin detayları ve dönemi anlatmadaki maharetiyle okuyanı çarpacak ve yıllarca unutulmayacak bir kitap...

Son günlerde ismini çok duyduğum, olumlu yorumlar okuduğum bu kitabı çok sevdim.Yani yazarımız Nazan Bekiroğlu'nun kalemini, yüreğini ve bunu bizlere aktarışını sevdim.
Çok farklı bir anlatımı var ,sizi içine çekiyor.Tarihimizi bu tip romanlarda takip etmek,öğrenmek gerçekten çok zevkli..
Yeri geldi Setterhan olduk,yeri geldi Zehra, İsmail,Büyükhanım hatta Anuş ve Hasan ve Masal ..
Yazarın geçmişe fotoğraflar ile geçişleri çok iyiydi, hikayeden hiç kopmadan sona ulaşabildik..


19 Şubat 2013 Salı

Amin MAALOUF -Doğudan Uzakta




Arka Kapak :

Geçmiş... bıraktığın yerde mi hâlâ?

Amin Maalouftan unutulmayacak bir "eve dönüş" romanı Amin Maaloufun merakla beklenen yeni romanı Doğudan Uzakta, kaderin ve tarihin acımasızlığında terk ettikleri yurtlarına dönen bir grup arkadaşın hikâyesini anlatıyor.

Doğudan Uzakta, bir yüzleşmenin romanı: Gençliklerinin en güzel dönemlerini bir arada geçiren, ülkelerinde patlak veren iç savaştan sonra farklı yerlere dağılan ve yıllar sonra, eski arkadaşlarından birinin cenazesi için tekrar ülkelerine dönen bir grup arkadaş... Açıkça belirtilmese de Lübnan İç Savaşının getirdiği yıkımlara ve Ortadoğu coğrafyasının kültürel, tarihsel ve toplumsal sorunlarına dair çok çarpıcı gözlemlere de yer veren Doğudan Uzaktada Maalouf, yine en iyi bildiği şeyi yapıyor: Doğuyu anlatıyor.

Tadımlık:
"Yenikler her zaman kendilerini masum kurbanlar olarak göstermek eğilimindedirler. Ama bu gerçeğe tam uymaz, hiç de masum değildirler. Yenildikleri için suçludurlar. Kendi halklarına, kendi medeniyetlerine karşı suçludurlar. Sadece yöneticilerden değil, benden, senden, hepimizden bahsediyorum. Bugün tarihin mağluplarıysak, hem kendi gözümüzde hem de tüm dünyanın gözünde aşağılanmış durumdaysak, bu sadece başkalarının değil, öncelikle bizim suçumuzdur."


Amin Maalouf ile tanışmam çok eskilerdendir.Çok severim, tarihi kuru kuruya okumayı sevmeyenler için lezzetli anlatımı ile sarar okuyucuyu..Doğuyu en güzel anlatan yazarlardandır.
Doğudan Uzakta kitabını  blogger arkadaşım sevgili Ayşegül ile eş zamanlı okumak da bu kitabın keyfini arttırdı.

Adam 'ın başlattığı  bu hikayede arkadaşlarının hayatlarından kesitler buluyoruz.Her biri ile ayrı bir dünyaya yolculuk yapıyoruz..
Albert 'in hikayesi beni en çok etkileyen kısım oldu.
Ayrıca Adam -Semiramis'in yaşadıkları çok anlamlı gelmedi ..Ama çocukluğunda Hanim ile yaşadıkları çok ilgi çekici ve bilgilendirici idi.

Bu kitabı ve yaşamları sevdim.Okumak isteyenlere tavsiye ediyorum..
şimdi bazı kesitler ;)








14 Şubat 2013 Perşembe

Mine Söğüt - Beş Sevim Apartmanı


Arka Kapak :
Pürtelaş Sokağında kediler bir gün canhıraş feryatlarla ortalığı inlettiler. Pürtelaş Sokağındaki Beş Sevim Apartmanında tuhaf şeyler oluyordu. Beş pencereli, beş odalı, beş acayip insanın oturduğu Beş Sevim Apartmanında perdelerin arkasında tuhaf şeyler olup bitiyordu. Cinler aleminden gelenler, periler aleminden gelenler, cinperi aleminden gelenler, orada beş garip hikaye yazdılar... yazdılar... yazdılar.

Pardon, altı hikaye yazdılar. Bir de Doktor Samimi ve onun günlüğü var.
Rüyada günlük görmek iyi bir kitap okuyacağınıza işarettir. Rüyada günlük görülse de görülmese de Beş Sevim Apartmanını okumak iyiye işarettir, onu okuyanın gönül gözü açılır, peri kızları rüyasına girer.
Mine Söğüt ilk romanı Beş Sevim Apartmanı ile okuyanı cinperi alemine götürüyor, uzun bir masal dinletir gibi, anlatır gibi, gösterir gibi.


Yorumum ;
Yazar ile tanışmam bu kitap sayesinde oldu..Diğer kitaplarını da kesinlikle edinip okumaya karar verdim.
Cin peri hikayelerinden hoşlananlara, eğlenceli, düşündürücü ,hoş bir kitap ;)