Yine tanıtım ile başlayalım önce kitaptan ;
Arka Kapak
Ömer: Bir zavallı değil mi bu adam? Ne hüzün... Ey acıyarak bakan! Bu aşırı kırılgan duygusallık halinde ne dertler var biliyor musun? Kahroluyorsun işte sevgi ile bile baksa anan baban! En uzaktan geçen laf dolanıyor sanki sırtından sinsi bir yırtıcı gibi ve vuruyor ok arkandan. Çıldıracağım! Bu duvarlar da kapayamıyor artık zihnimi. Değil mi, örtemez artık hiçbir örtü bu mevcutta garip ucubeyi?
Kerem: Ne de hoş yürüyor baksana azalarım! Çiğnediği yer ne şanslı ki, müthiş bir güzellik üstünde tepiniyor. Güzelin hoyratlığı bile tatlıdır çünkü. Güneş bir sanatçı bugün, kapkara da olsa, o güzelin resmini bir kez daha yere çiziyor. Gölgelerdeki sureti bile tatlı. İkiyken bile yokluğunu düşündürüyor. Yalnız bu sert rüzgâr da ne? Besbelli denizden esiyor. Saçları dağıtan bir yaramaz... Dur aklım, bu düşünce ağır. Ama öyle, rüzgâr onu okşuyor. Sarıyor tenini tıpkı âşık gibi! Ey nice helaklara yol açan haşmetli rüzgâr. Yaratanına şikâyet ediyorum seni. Bir zikir ehli, dileniyor, sakın hafife alma. Çek tutkunum olduğum kadından heybetli bedenini.
Ömer: Bir hayat var orada! Taciz etmem anlamsız. Solgun siluetim ve kederli sözcüklerim neşesini bozmasın kimsenin! Bırakayım gülüşsünler, şakalaşsınlar. Eğlensin herkes doludizgin...
Zeynep: Neden bozasınız ki insanların neşesini? Hangi fikirler akla böylesine karanlık verir? Belki göremediğim biri var onu yargılayan. Öyle ya, yeri gelince en acımasız hâkim, insanın kendisidir...
Sevgili Hüseyin, sadece bir kitap yazmamış, şiirsel anlatımı gözünüzde canlanacak halde resmetmiş..
Ben bir oyun okuyacağımı biliyordum , kitabı daha önce okuyup yorumlayan arkadaşlarım olmuştu. Lise yıllarımda eğitim dahilinde okumuştum oyun yazılarını , sahne, perde , oyuncu1,oyuncu2 gibi terimler uzun zamandır yabancı kaldıklarımdı.
Yarım yüzlü adam , Ömer, erkek güzeli, ailesinin bir tanesi .. Bir kaza sonucu yüzünde örtülesi bir yarası oluyor ve bunu bir maske üzerine bir tül ile gizliyor.Zeynep ; Cem adlı ukala,züppe ,hadsiz ile nişanlı, Ömer 'e olan aşkı kitaba konu olan.
Bu aşkın ardından gelen Kerem-Buse aşkı ile bitiyor kitap.
Fazlaca karakter var ama her kafadan bir ses çıkmıyor, hepsi hayat rollerine düşenle hareket ediyorlar.
Beşir-Rahmi ikilisi her ortamda var.Herkesin aklından geçeni arsızca dillendirir gibiler bir nevi iç ses :)
Her şeyi bilen çocuk sahne alıyor bir ara , her şeyi bilmekten usanıyor en sonda..
Tam yüzü kapalının ardında kalbini ,aşkını gizleyen Kerem var.
Öyle güzel donatmış ki yazanı bu oyunu , ben zevkle okudum.İzlemek isterim bir gün sahnede ..
Kendisini tanımaktan dolayı çok mutluyum, teşekkürler Hüseyin Ütün ..