Hakikat, en çok hoşumuza
giden yalanın ta kendisidir!
Kitap tanıtım yazısından;
Çin’in Yunhai kasabasındaki Grand Hôtel’in ilginç bir
çalışanı vardır: Bayan Ming. Yaşlı ve bilge Bayan Ming, tuvalet bekçiliği
yaptığı otelde, günün birinde Fransız bir işadamıyla tanışır ve ona on
çocuğunun hikâyesini anlatır. Hikâye olağanüstüdür, çünkü Çin’de tek çocuk
yasası vardır ve Bayan Ming’in on çocuğu olması imkânsızdır. Kendinden kaçtığı
için tüm dünyayı dolaşan Fransız ise yaşlı kadının anlattıklarına inanmasa bile
onun hikâyelerinin bağımlısı olur. Zira eşitlik anlayışını Mao’dan,
insancıllığını Konfüçyüs’ten alan Bayan Ming’in anlattığı her öykü bir hayat
dersidir…
Gerçekle yalan iç içe geçmişken Bayan Ming, doğum günü
için tüm çocuklarının bir araya gelmesini ister… Artık düğümün çözülme
vakti gelmiştir…
Eric-Emmanuel Schmitt’ten hakikatin acımasızlığı,
hayallerin çılgınlığı üzerine şiirsel bir roman…
***************************************************
İtiraf etmeliyim ki kitabın ismi ve kapağıydı ilk bakışta onu cazip kılan. Sonra okuyanların tavsiyeleri de vardı ve tabii imkansızın olabilirliği üzerine şüpheler...
Aynı gün bir sürü kitap siparişi vermiştim ama aklım bu çocuklarda ve bayan Ming'teydi. Okumak için elime almadan her zaman yaptığım gibi sayfalrın kokusunu içime çektim. Ritüleim!
Anlatıcı Fransız işadamı da merakına yenik düşüyor ve bayan Ming'in çocuklarının hikayelerini dinlemek için bahaneler yaratıyor. Tüm bu hikayelerin kurmaca olduğunu hissetse de çevreden gelen duyumlar bir taraftan onu inanmaya zorluyor. İşin gerçeği Ming'in doğum gününde ortaya çıkıyor ya da inanmak istediklerimiz mi gerçek oluyor ?
Ben bu kitabı çok sevdim. Bazı cümlelerin altını çizdim, sizlerle paylaşmak isterim:
işte güzel şeyler! |
"Gerçek, her zaman şüphecilikten pişmanlık duymama neden olmuştur."